28.1.10

Vampire Weekend-Contra

Vampire Weekend, ikinci stüdyo albümü Contra ile nihayet karşımızda. Albümden süzülen ilk şarkılar "Horchata” ,”White Sky” ve “Cousins” olmuştu. Ancak şu an albümü dinlediğimizde görüyoruz ki albümü ifade etmek için bu üçlü yeterli olmamış.
Contra, Vampire Weekend’in bir olgunluk albümü denemez belki ama seslerin tüm dokularının artık yerli yerine oturduğu bir albüm olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tüm şarkılar tek başlarına öylesine güzel ki bu bazen aralarında bir kopukluk da yaratabiliyor ama bu da dinleyeni rahatsız etmeyi başaramıyor. Vampire Weekend artık kampüs çimenlerinde gezinmiyor daha olgun sözlere deneyimliyor ve Contra da bunların meali oluyor. Albüm “Horchata” ile açılıyor .Ve Vampire Weekend dinleyicisinin duymak istediği tüm sesleri bu albümde yine bulacaklarını söylüyor.Afrika-pop,reggae ,ska, synth-pop’a dair tüm tınıları kendi hayal güçlerinde ,kalp kırıklıklarında,ulaşamadıkları o ilk aşklarının dokusunda buluşturuyorlar.Ancak bu başlangıç bizi “Mansard Roof”tan ve “Oxford Comma” dan biraz daha farklı bir yere götüreceklerinin de habercisi aynı zamanda.Tam bu nokta da söylemimi kendim yanlışlayabilirim ki “White Sky “beni yanıltıyor.Çünkü tüm melodileri ,sözleri ile bizi birinci albüme götürüyor hatta o albüme sığmamış ve bu albüme taşınmış hissi veriyor ancak o kadar güzel melodilere sahip ki bir şekilde “White Sky “ da bu albümün bir parçası olmak zorunda.Aynı heyecanla devam eden “Holiday” ve ska-reggae seslerin ve vokalin ağırlıkta olduğu “California English” ( “Contra Costa, Contra Mundum, contradict what I say “ ) ve Taxi Cab ,Run Contra’nın güzellikleri.Ve şimdiden popüler olmayı başarmış Giving up The Gun . Özellikle Discovery’de de çok başarılı bir iş çıkarmış olan Batmanglij’nin bu albümde yine çok önemli bir rolü olduğunu görüyoruz. Vampire Weekend’in hiç kuşkusuz kendine has melodileri var ve Batmanglij klavyesi ile hep çok başarılı bir güç olarak yer alıyor grup içinde.
Contra 2010’a çok iyi bir giriş yaptı ve çok güzel bir sonla da tamamlanıyor: Diplomat’s Son ve I Think Ur a Contra.
Diplomat’s Son, Mia’nın eğlenceli vokali ve reggae’den funka küçük küçük tüm melodilere belki de albümün en en favorilerinden ve bu kadar neşe ile ancak bu albüm sona götürülebilinirdi. I Think Ur a Contra ise piyano sesinin ve Ezra’nın vokalinin ön plana çıktığı Taxi Cab gibi slow ve belki de vampire Weekend albümünden ayrılan bir şarkı olarak Vampire Weekend’ in daha da değişeceğinin ama değişirken kaybetmeyeceği bir Vampire Weekend soundunun da habercisi.Çünkü tüm değişen sözler , sesler içinde değişmeyen bir Vampire Weekend melodisi var. Bu nedenle Contra’nın da bitimine de gelmiş olsak ne yapmalı başa sarmalı Contra’nın tadını çıkarmalı!

19.1.10


"watch me watch me !"

İngiliz dörtlü Hayden Thorpe, Ben Little, Tom Fleming ,Chris Talbot 'un oluşturdukları Wild Beasts indie sahnesinin kuşkusuz umut verici en yeni grubu.
Two Dancers'ı 2009'un en iyi albümü diye nitelendirmek hiç de zor değil.Yep yeni sesleri ve güçlü vokalleri ile kısa sürede akılda kalmayı başardılar.Hayden Thorpe'un güçlü tiz sesi ve Tom Fleming'in bariton , sağlam vokaline gitar tınıları ile davul ritimleri de eklenince dinlemeye doymak mümkün olmuyor.
Grup ismini Henri matisse gibi ressamların öncülüğünü yaptığı fovizm akımın temsilcilerine yapılan "vahşi hayvanlar" yakıştırmasından alıyor.Geleneksel yorumları red eden ve vahşi renklerle , çiğ ve bağıran yapıtlarla karşımıza çıkan bu akım gibi wild beasts de sesleri ile bu akımın rengini yakalamaya çalışmış görünüyor.Ya da renkliliğini.Kimi zaman çizdiği koyu çizgilerde de bunu görebiliyoruz.Tüm bu tezatlıklar Wild Beasts'in belki de en temel unsuru.Hayden Thorpe'un "
We Still Got The Taste Dancing On Our Tongues" daki çığlıklarını Tom Flemming'in olgun sesinin takip edişi gibi .Her an duyulan çığıklar , bağırışlar ve ses oyunları arasında muazzam denebilecek bir yumuşaklığa da sahip "Two dancers" .Ne demeli ?Dinlemeli!

Hooting & Howling



All The Kings Men

Her Morning Elegance / Oren Lavie

9.1.10

The knife "Colouring Of Pigeons"

2009'da Karin Dreijer Andersson'ı "Fever Ray" ile dinlemeye doyamamıştık ki The Knife'ın yeni projesi ile yine karşımızda.İsveç'in inanılmaz sesleri bu kez Danimarkalı performans grubu Hotel Pro Forma'nın Charles Darwin'in Türlerin kökeni (On the Origin of Species) adlı kitabı üzerinden sergileyecekleri bir opera için kolları sıvadılar.Olef dreijer'in söylediğine göre opera müzikleri yazmak kolay olmamış.Oyunun bir parçası olup ,kendi dillerince anlatmaya çalıştıklarını söylüyor, bunun içinde amazon ormanlarında ses kayıtları yapmak bile var.
"Tomorrow, In a Year" adı verilen bu operanın müzikleri ile Mart 2010 da buluşucaz.Öncesinde 11 dakikalık bir epik sundular "Colouring Of Pigeons " .Mt.Sims (Mount Sims) ve Planningtorock işbirliği ile yapılan bu kayıt her dokusu ile 2010'un belki de en iyi başlangıcı. Karin ile Sims'in sesinin
uyumuyla ,şarkının tüm dokusunun , elementlerinin konuya bağlılığıyla sabırsızlıkla izlemek , dinlemek istiyoruz.Martı bekliyoruz!

The Knife with Mt Sims and Planningtorock "Colouring Of Pigeons"