Yılın sonuna doğru hızlıca geldiğimiz şu zamanlarda kapımızda bekleyen konserlerin hevesi içinde bütün bir yılın dönüşlerini yapıyor, kulaklarımızı sürekli yeniden tazeliyoruz.Bahar dönemi gelmeden içimizde bir şeylerin olgunlaşmasını yeni geleceklerin boşluklarının açılmasını mutlulukla takip ediyor aslında böylesine sevimli cümlelerden daha yağmurlu günlere, ara ara kaybolan eller içinde kendimize dokunmaya çalışıyoruz.
İşte böyle zamanlarda yazılmış bir yazı;
"Ema- Past Life Martyed Saints"
Erica M. Anderson yani nam-ı değer EMA.Kendisini Güney Dakota'yı bırakıp on sekizinde solist olduğu grubu Gowns'la tanımadım ne yazık ki.Uzaklardan , dalgaların arasından ulaşılmaza ulaştırmaya çalışan vokalleriyle ilk kez " Marked" sayesinde tanıştım.Şarkıdaki derinlikli,bir yandan serinleten hava ve dönüşlerden oldukça etkilenmiş ve albümün tamamını sabırsızlıkla dinlemiştim.İlk dinlediğimde ufak bir hayalkırıklığı yaşamış hatta albümü sevmemiştim.Fakat zaman içerisinde birçok kez dönüş yapmış ve bu görüşüm oldukça değişmişti. Kendisine kolayca atfedilen experimental etiketlerinin yanından geçtiğini bile düşünmez olmuştum. Her birikimimizi deneme çabamımızı "experimental" diye etiketleyebilir miyiz bunu da bir masaya yatırıp ayrıca bir tartışmak lazım ama birilerince bunun biraz da onu değersizleştiren bir amaçla yapıldığını düşünüyorum .Oysa ki EMA'nın müziğinde tüm o akustik gitarlar içinde özellikle California, Anteroom düşünülürse bariz grunge etkisini kesinlikle yadsıyamayız 90'lar etkisindeki birçok şarkı da bunu anlamamız için gayet yeterli bence.