23.8.11

Oupa-Forget


Daniel Blumberg'in solo projesi olan Oupa, ismini henüz Max Bloom'la birlikte çalışmaları olan Yuck kadar duyuramadı.Yavaş bir temposu olan derli toplu bu albüm özellikle önümüzdeki sonbahar-kış döneminde kulaklarımızı süsleyecek gibi duruyor.Albümün ilk yayınlanan şarkısı olan forget i  paylaşıyor, albümün kendisine de 15 ağustostan beri Blumberg'in kendisine ait ve albümün çıktığı boiledegg plak şirketinin şuradaki adresinden ulaşılabildiğini de hatırlatıyoruz.İyi dinlemeler!

22.8.11

Cass McCombs - The Same Thing


İki yıl önce çıkarmış olduğu Catacombs albümüyle  lo-fi folk,country tarzıyla aşk dolu bu albümle gönüllerimizde ayrı bir yere koyduğumuz Cass Mccombs'dan Wit's End  albümünden sonra bir albüm haberi daha geldi.8 Kasım'da bizlerle buluşacak Humor Risk albümü öncesi çıkan 
The Same Thing yetmişlerden gelen vokaller,doksanlardan folk soundlarla albüme dair ufak tefek izlenimler veriyor.Bu şarkıyla beraber önceki albümden pek sevdiğim, ne zaman dinlesem içimde bir yolculağa çıktığım,tüylerimin diken diken olduğu you saved my life yayınlıyorum, iyi dinlemeler.

                                                                   

James Blake-James Blake



Bu yılın en çok konuşulan isimlerinden biri olmayı başaran, yirmi iki yaşındaki genç minimalist James Blake’i ve kendi adını taşıyan albümünü sonunda ele almayı başardık.2009 yılında  Air & Lack Thereof adlı ilk single’ını çıkaran James Blake’in asıl çıkışı kuşkusuz  Feist cover’ı olan  Limit To Your Love ile oldu. Bu şarkıya yapmış olduğu dubstep ağırlıklı cover, içten ve derinden gelen  hafif boğuk sesler oldukça ilgi çekmişti.Özellikle bu şarkı da R&B sounddan yavaş yavaş dubstep’e kayış oldukça dikkat çekici ve cover olarak bakıldığında da geçişlerin başarılı yakalandığı bir çalışmaydı.CMYK ,Klavierwerke gibi çalışmaları ise hiphop ,dubstep altyapıların birleştiği  bir yanıyla daha elektronik alt yapılara yüklenen, R&B vurgular yapan ama iyi izlenimler bırakan çalışmalardı.
İlk çıkış yaptığı 2009’dan beri sıkı bir şekilde James Blake’i takip eden  BBC’de kendisinin  2011’in en iyilerinden biri olacağı öngörüsünde bulunması  James Blake isminin kulaktan kulağa dolaşmasına yardımcı oldu.İlk uzun çalışması olan kendi ismini taşıyan on bir şarkılık albümü de 7 Şubat’ta geldi.Klasik piyano eğitiminden izler taşıyan zamanla  kulaklarda daha iyi oturan  bir albüm bu kimi yerlerde dağılabilirken kimi yerlerde ise beklenmeyecek kadar olgun sesler taşıyabiliyor.Unluck ile başlayan beklemedik  bu hızlı girişin ardından gelen The Wilhelm Scream ise yavaşlıyor şarkı da dediği gibi ;

“ I don’t know about my dreaming,
all that i know is i am falling,falling,falling,falling,falling”

hayallerimizi,her şeyi geride bırakıp düşüyoruz.İçten gelen ve boğuk , derinden güzel vokallerin olduğu bu şarkıyı   ailesel yaşanmışlıkları kendi dilinde anlatan  I Never Learnt to Share  takip ediyor.Kendi içinde güzel  sıçramalar yapan bu şarkı da ağır vuruşlarla tamamlanıyor.Aynı şekilde Lindisfarne I ve Lindisfarne II de sessizlik içinde ağır vuruşlar yaparken vokallerdeki ağıt yakan hava ise bize biraz Bon Iver’ı hatırlatıyor fakat buradaki en büyük sıkıntı  tek tek bakıldığında birçok güzel şarkıyı bir arada bulmak mümkünken  bir arada bir bütünlük yakalayamayışı.Albümün açılışıyla uyumlu To Care öncesinde gelen şarkılarla bir uyum yakalayamıyor aynı şekilde piyano ağırlıklı Give Me My Mouth da albümün kendine ait akışı içinde değişen soundlar olarak tanımlayabileceğimiz bir durumda değil .Aşırı popülerleşen şeylerin negatif bir çekim alanı yarattığının doğru olduğunu düşünsem de böyle bir yaklaşımla dinlemedim James Blake’i fakat arkasında büyük pazarlama ve reklam çalışmasının olmasından hoşlanmadığımı söylemeliyim.Bu dış faktörlerle değerlendirilip “abartılmış” yaftasını yapıştırıp işin içinden kaçma niyetinde değilim. Farklı sound ve sesleri birleştirirek yükselen R&B,HipHop alt yapılı elektronik soslu müziği daha da perçinledi ve yeni isimlerin çıkışına da şimdiden öncü oldu.Kendisinin akıbeti de  çok çabuk popüler soundların ve kişilerin değişir olduğu bir ortamda sonraki çalışmalarında belli olucak diyor ve Limit To Your Love ve The Wilhelm Scream ile başbaşa bırakıyoruz.






19.8.11

Bon Iver-Holocene

Kısa bir süre önce çıkan yeni albümünden ikinci videosunu da yayınladı Bon Iver.İlk albümü For Emma Forever Ago ile büyük bir çıkış yakalamış ve o sessiz, kendi içinde albüm içimize işlemişti.Şimdi Calgary albümüyle yeniden karşımızda Bon Iver, bir dağ evinde inzivaya çekilmiş bir halde değil artık.Bunun kuşkusuz müziğinde de değişen etkileri olduğunu söyleyebiliriz.Bunun olumlu mu olumsuz olduğunu ise biraz düşünmek lazım.Fakat hiç kuşkusuz For Emma Forever Ago albümünde Emma'ya ağıtlar yakan o adamın içimizde farklı bir yeri olacak.
İşte Calgary albümden çıkan ikinci video vokalleriyle İzlanda'daki etkileyici, pastoral klibiyle Holocene;


18.8.11

Laura Marling-Sophia


Uzun zamandır ayağımıza dolanan bir sürü sorumluluk nedeniyle yazamamıştık.İçimiz dolu dolu olmuş,yalnızlaşmış.Bu sırada bir sürü yeni şarkı,video ve albüm kririkleri meli-malı ile taşan not defterlerine kaydedilmiş.Artık onlarda beklemekten yorulmuşken, hadi konuşalım biraz.
Uzun bir araya yeni bir başlangıç yapmak için çok doğru bir isim laura Marling.Birçok kişiden yeni albüm haberleri peş peşe gelirken laura Marling'den henüz 21 yaşında olmasına rağmen üçüncü albümü A Creature I Don’t Know 'un haberi geldi.İlk albümü Alas I Cannot Swim  elinde akustik gitarı ve on sekiz yaşında biri için olgun şarkı sözleriyle kendisinden daha fazlasını beklememizi sağlamıştı.İkinci albümü "I Speak Because I Can"  de ise daha da olgunlaşmış piyano ve folk soslarıyla bezenmiş bulduk.Şimdi de üçüncü albümden folk-country soundlarıyla daha da güçlenmiş bir şekilde Sophia ile karşımızda;