1.8.10

Shelter. Bu filmi bir yerden biliyoruz sanırım?

Yazın  sıcak ve monoton bu zamanlarında adeta deniz etkisi yaratıp bizi biraz serinletsinler diye gerilim filmlerine koşuyoruz.İşte Shelter'ı da bu umutla izledim diyebiliriz.Ancak birazcık hayalkırıklığına uğradım.Julianne Moore ve Jonathan Rhys Myers'ı bir arada bulmanın sevinci bile yeterli olmadı.Filmin sonuna kadar aslında izlenebilirliğini sağlayan da zaten bu ikiliydi .Ancak sanırım  "hiç bir şey bitmedi hatta yeni başlıyor" şeklindeki sonlar artık bizim için yeterli değil.Bunun yanı sıra çift kişilik bozukluğu ve exorcist temasındaki filmler artık kendilerine yeni bir boyut katılmadıkça sanıyorum ki  yetersizler.Ayrıca daha önce identity'nin de yazarı olan Michael Cooney yine aynı tema ile  yaklaşmaktan sıkılmadı mı acaba? Gerilim filmlerinde oldukça gerilen bir insan olarak öncelikle bu korkumu aştım diye sevindim ama sonra anladım ki gerilmeme nedenim zaten filmi izlemiş olmamdı.O kadar çok aynı sahneleri ve kurguları görmüştüm ki bildiğim bir şey üzerinden gerilemiyordum. Belki de filme kötü diyemeyişinizde bundan.Çünkü kötü değil aslında.Ama aynı.Ve bu aynılık filmin sonunda size "izlesem mi?" diye soran arkadaşınıza "yani, istersen izle" demekten alıkoyamazken aynı zamanda " izleme" de dedirtmiş oluyor.
 Julianne Moore ve Jonathan Rhys Myers'ın ikisininde başarılı oyunculuklar sergileyerek filmi çekilmez olmaktan çıkarmaya çalışıyorlar.Özellikle Jonathan Ryes Myers' ın The Tudors hükümdarı  sekizinci Henry sayesinde kötü rollerin altından başarıyla kalkacağını anlamıştık ve burda da güzel bir rol sergiliyor ama bu iki oyuncu da yeterli olmuyor.Kısacası ne izlemeli ne de izlememeli ama izlemezsek kaybedeceğimiz pek bir şey yok gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder