Kuzey Dakota, Fargolu grup Secret Cities'le geride bıraktığımız 2010 yılında tanıştık.Açılış parçası olan "Pink City"den kapanışı yapan "The End" e kadar bir rüyadaymış hissi uyandıran Pink Graffiti albümü enstrümantal, melodik ve saykodelik sesleri kimi zaman mistik kimi zaman folklorik hislerle buluşturan ve son zamanlarda bizi en heyecanladıran albümlerden biri oldu.
Grubun kuruluşu MJ Parker ve Charlie Gokey on beş yaşında bir araya gelip bir şeyler yaratma girişimlerinden doğmuş. Grubun bir diğer üyesi olan Alex Abnos'un da aralarına katılmasıyla ilk bilinen adları The White Foliage olarak "Zurich" , " Bright Teeth" gibi çalışmalar sunmuşlar ve sonunda Secret Cities adıyla ilk albümleri olan Pink Graffiti çıkmış ortaya.Pink Graffiti, “söyleyecek çok sözü” olan bu üçlünün kendini ifade etme çabalarının sonucunda dolu dolu bir albüm olarak karşımızda.Yer yer sakin ve sesiz piyano seslerine eşlik eden teflerin yanı sıra birçok şarkı da rastlayabileceğimiz sakin ama neşeli bir melodiklik de var.Albüm şirin ıslık sesleriyle başlayan “Boyfriends” gibi birden bire bir post-rock duvara çarpıp, içinde bir sürü akış yaşayabiliyor.Derinlere gömülü vokaller kendini “slacker” da daha çok gösteriyor ve giderek daha da bulanıklaşan bu grilik piyano melodilerine eşlik eden davul sesleriyle gizemli bir havaya sahip “Wander”la beraber en üst noktaya ulaşıyor. Ardından gelen ”Color” ve “ Pink graffiti part1” ise elektronik sesler ve ksilofon melodileriyle tatlı çağrışımlar yapıyor.
Secret Cities ve Pink Graffiti albümleri bundan sonrasına dair beni heycanlandırıyor. İçine sokulmaya çalışıldıkları “deneysel” ya da “pop” etiketlerinden tamamen sıyrılıp tüm bu farklı albümlerinde parçası olabilirmiş hissi uyandıran fakat tek başlarına da ayrı güzellikler taşıyan şarkılarını olgunlaştırıp daha da ilerleyebileceklerine inanıyorum ve gelecek çalışmalarını da merakla bekliyorum.
Secret Cities-Pink Graffiti, Part 1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder